10 Aralık 2013 Salı

Brownie

Bu soğuk kış günlerinde çayın yanına ya tarçınlı  kek yada bol çikolatalı brownie yakışır diye düşündüm. Camın kenarına oturup bugün yağan karı izlemek de paha biçilemez olsa gerek :)
Yarın okulllar tatil olurmu acaba?




Malzemeler
  • 3 adet yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 150gr tereyağ
  • 200gr bitter küvertür
  • 3 yemek kaşığı kakao

Haydi yapalım

  • Tereyağ ve çikolatayı karıştırmak suretiyle eritilir, çikolata iyice eriyince ılınması için bir kenarda bekletilir. Oda sıcaklığında bekletilmiş yumurta ve toz şeker yoğurt kıvamını alıncaya kadar çırpılır. Ardından erimiş ılınmış çikolatalı karışımıda eklenip bir miktar karıştırılır. Son olarak elenmiş kako, un ve kabartma tozu eklenerek son karışma işlemi tamamlanır. Tereyağla yağlanmış kalıba dökülüp 30 dakika önceden ısıtılmış 175 derece fırında pişirilir. Leziz...
Browninin çikolata ölçüsü 200gr olduğu için lezzeti nefis oluyor, nemli bir yapısıda cabası, hafif ıslak.


Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin #blogfırtınası

9 Aralık 2013 Pazartesi

Paskalya






En sevdiğim kafede serin rüzgarın karşısında denizi seyrederek oturuyorum. Hava ne sıcak ne soğuk, arkamdaki ahşap bölmede ki begonvil koyu bordo çiçekleriyle o kadar güzel bezenmiş ki bakmalara doyamıyor insan. Denizin kokusu da bugün daha bir başka geliyor burnuma...
Esmer kırmızı önlüklü garson kız çayımı getiriyor masama, bir yudum alıp yeniden bakıyorum masmavi denize. Kırmızı önlüğüyle yeniden bana doğru yaklaşıyor o da nee!!
Elinde bir tabak içinde de Paskalya Çöreği nasıl mutlu oluyorum nasıl....Buram buram mahlep kokuyor üzeri de file bademli, koparıyorum ucundan pamuk gibi, çayın yanında enfes..
 
Ne oldu canınız istedi değil mi?
 
Hemen vereyim tarifini yarın deneyin o zaman :)
 
Gün 9. Bir kafedesiniz, başınızı kaldırdınız ki kimi göresiniz! “Kimi” kısmı size kalmış



Malzemeler

  • 4 su bardağı un
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 1/2 su bardağı ılık süt
  • 3 adet yumurta
  • 1 çorba kaşığı instant kuru maya
  • 125 gr oda sıcaklığında tereyağ
  • 2 tatlı kaşığı mahlep
  • 1/4 tatlı kaşığı tuz

Üzeri için;

  • 1 adet yumurta sarısı
  • 2 çorba kaşığı file badem veya file fındık

Haydi yapalım;

Yumurtalar çatal yardımıyla çırpılır. Un, şeker, tuz, mahlep ve toz maya bir kapta karıştırılır. Oda sıcaklığındaki tereyağda bu karışıma eklenip bir miktar yoğrulur. Ardından yumurtalar hamura yedirilerek karıştırılır, en son ılık süt eklenir hamur özleşinceye kadar yoğurulur. Hamurun kıvamı ele yapışır yumuşak kıvamda olacak, mayalanma işleminden sonra hamur kendisini toparlayacak. Eğer hamurunuz cıvık kaldıysa un ilavesi yapabilirsiniz. Mayalanma işi için ılık bir ortam yada oda sıcaklığında 4 saat hamur dinlendirilir. Dinlenen hamur 3 parçaya ayrılır. Her bir parçada 3'e bölünerek 50 cm uzunluğunda rulolar yapılır, saç örgüsü şekli verilerek üzerlerine önce yumurta sarısı sonra file badem serpilip 180 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

8 Aralık 2013 Pazar

She

Yıllar önce 1999 yılında izlediğim romantikliğin tavan yaptığı filmlerden birisi  Notting Hill, aynı zamanda Batı Londra'da kozmopolit bir nüfusa sahip Londra'nın prestijli semtlerinden biri.
Filmde; Will Thacker (Hugh Grant) Notting Hilll'de seyahat kitapları satan bir kitabevi sahibidir. Boşanma sürecini pek idare edemeyen Will, Spike (Rhys Ifans) adında Galli ile ev arkadaşıdır. Bir gün dünyaca ünlü Hollywood oyuncusu ABD'li Anna Scott (Julia Roberts), dükkâna Türkiye hakkında bir kitap satın almaya girer. Kısa bir süre sonra, ikisi sokakta birbirlerine çarpmasıyla Will'in elindeki portakal suyu her ikisinin üstüne dökülür. Will Anna'yı evine üstüne değiştirmesi için tam yolun karşısındaki evine davet eder. Anna teklifi kabul eder. Ve böylece hikaye başlar :)
 
Filmin müzikleri harika, halen severek dinlerim ama; İngiliz şarkı söz yazarı Elvis Costello'nun She isimli parçası benim için daha farklı bir anlama sahip, bizim düğün şarkımız.


She
O
May be the song that summer sings
Belki o yaz söylenen şarkı
May be the chill that autumn brings
Belki o sonbahar neden olan ürperti
May be a hundred different things
Belki yüzlerce farklı şeyler
Within the measure of a day
Bir günün ölçüsünün içinde


 
Gün 8. En sevdiğiniz şarkıyı alın, ismi ve sözleri yazınıza ilham olsun. #blogfırtınası

7 Aralık 2013 Cumartesi

ilk/son BAHAR

En sevdiğim mevsim ilk /son BAHAR

Kışın soğuğu, yazın sıcağı pek mutlu edemez bizi, bize de ne yapsak yaranılmaz doğrusu.
Ama şöyle bir düşünün;
o rüzgarın hafif hafif yüzümüzü okşamaya başlamasıyla, nefes alamaz haldeyken bir ferahlığın havaya kavuşmasıyla, renklerdeki ahenk ve uyumun doruğa çıkmasıyla yazı geride bırakmak....
Her adımda bir yaprak çarpar ayakkabınıza, bir çok yaprak birçok renk. 
Başkaları için hüznü çağırıştırsa da benim için başka güzelliktedir sonbahar. Kahverengi sarı ve turuncu daha bir anlamlıdır kendisiyle.
O şıkır şıkır sesinin ve  toprak kokusunun eşliğinde yağmurda sokakta yürümek, bilmem nasıl anlatayım, yürümeyenler bilemez tabii. Hafif ıslanmışken birde yanına en sevdiğiniz kahveniz, koyun yanına en sevdiğiniz filmi :))  ohhhhh tartişmasız en güzeli...






Gün 7. En sevdiğiniz mevsimi yazınızda okuyuculara da yaşatın. #blogfırtınası




6 Aralık 2013 Cuma

mutfak penceremin önünde duruyorum




Mutfakta penceremin önünde duruyorum…Tamda şuanda dışarıyı seyrederken cam kenarına koyduğum  buğday tanelerini yemeye çalışan 2 minik serçe küçük başlarını bir buğdaya bir bana bakarak aşağı yukarı seyri alemdeler :)
Herkes bir koşturmacada; köşe başında işe gitmek için servis bekleyen orta yaşlı kadın, onun hizasında çocuğunu okul aracına bindiren genç sportif bir anne, karşı çaprazımdaki lüks binanın önünde lüks aracıyla patronunun gelmesini bekleyen şöför, pastaneye yeni sıcak poğaçalarını taşıyan çelimsiz garson ve koşturma içinde yaşayan hayat...
Hava soğuk ya bugünlerde camda biraz buğu var, hemen gülen bir surat çizmek için kaçırılmayacak şahane bir fırsat :) parmağım camdayken de hatırlıyorum şimdi çocukluğumu ve kardeşimle çizdiğimiz çeşit çeşit parmak hayeleri ve gülen suratları.
Peki siz cam kenarında otururken sağdan soldan gelen arabaları saydınızmı siz, aaaa süper aktivitedir bu; çocukluğumun en oyalayıcı en masum oyunlarındandır kendisi.
Anneannem hakem, kardeşim sağ taraftan gelen arabaları bense sol taraftan gelen arabaları sayar oyun sonunda bir güzel kavga eder, anneannem havayı dağıtmak için bize en sevdiğimiz çiğ sucuğu ikram ederdi :))
Ayrı zamanlardayız şimdi ama farklı insanlar değiliz. Cam kenarında uzaklara bakıp hala hayaller kurabiliyoruz.
ahh kapıcı geldi! şimdi gazeteyi alıp şu mikserde bekleyen yumurtaları çırpıp brownie yapmak vakti ....

 
Gün 6. “Mutfakta penceremin önünde duruyorum…” Başlangıç cümlesi bu, gerisi serbest

5 Aralık 2013 Perşembe

rüya, bütün çektigimiz...


Bitmesini istemediğimiz, uyusam acaba kaldığı yerden devam edermi acaba diye düşündüğümüz güzel rüyalarımız var hepimizin, bunun yanısıra yeniden görebilme ümidi bir yana bir daha görmemek için uyumadığımız geceler..
Ahh o geceler..
Kabuslar, korkular, kaybetme korkusu..
Bu yıl kaybetme yokluk hiç'lik duygularını en derinden yaşadığım bir yıl oldu, zordu.....
Çok cümle kurmak bile gelmiyor şuan içimden... Susmak istiyorum.

Ahmed Arif ne güzel anlatır suskunları şiiriyle...
hatta Fikret  Kızılok da bir kısmını bestelemiştir bu şiirin...


rüya, bütün çektigimiz...
rüya kahrım, rüya zindan...
nasıl da yılları buldu,
bir misra boyu maceram...
bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can...
çatladı yüreği çakmaktaşının,
ağlıyor gök kuşaklarının serinliğinde
çağlardır boğulmuş bir su...
ağlıyor yeşil...


Gün 5. Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye şeklinde yazın. #blogfırtınası

4 Aralık 2013 Çarşamba

4.gün yazım


Sanki doğru yerde değil gibiydi, anlam veremediği birçok mesele, başkalarının yanındayken anlamını yitiriyordu. Şöyle bir düşündü, artık gök gürültüleri kulak tırmalamıyor, şimşekler şekilden şekile girerek gökyüzünde desenler de oluşturmuyordu. Havadaki karanlık bulutlar gökyüzünü örtü gibi kaplamış, titreşim hissediliyor, yere kadar uzanan pencerenin kenarları tıkırtılar çıkararak sarsılıyordu.
Birden elektrikler de kesildi, iki adam ışıkları kontrol etmek için hareket ederken köşede duran sandalyeyi devirdi, aniden irkildi gölgesinin yarısı da kaybolmuştu korkudan.
Dükkanın dışında, yağmur insanın nefesini kesecek kadar sağanak yağmaya devam ediyordu. Üşüdüğünü fark edip masada duran sıcak kahvesine eliyle uzandı, gıcık yapan boğazını öhö yaparak düzeltip kahvesinden 2 yudum aldı. Burası bomboş, yani kimsenin oturmadığı bir ev gibiydi. Yağmurdan ve şimşekten korkan girmek isteyen herkes rahatlıkla girebilirdi diye düşündü..
Neyse ki çok uzun sürmeden ampülün ışığı rutubet kokan kasvetli ortamı aydınlattı. Karnının acıktığını fark etti midesinden gelen uzun sesten sonra, cebindeki son parasıyla kahve satın aldığını hatırlayarak midesine hüküm geçirmeye çalıştı 2 defa öksürerek. Gözlerini kapatarak, tam anlamıyla konsantre olmaya çalıştı. Son yudum kahvesini ağır bir edayla yağmur damlaları cama yeniden vurmaya başladığında içti. Vücudundaki tüm gücü toparlayıp tek bir noktaya kapıya baktı, gitmeliydi..
Şiddetli bir ses gökyüzünü aydınlatarak yine içini ürpertti, yakınlarda bir yere yıldırım düşmüş olmalıydı.
Bekledi uzunca bir müddet, bu arada bol bol da düşündü şanslıydı, sıcak bir yerdeydi.
Yağmur yavaş yavaş azaldı, neredeyse kesilmek üzereydi. Yukarı sokaktan akıp gelen sular bile ahengini kaybetmişti, karanlığın bile karanlığı bir parça aydınlanmıştı.
Dükkana ait fiziksel karanlık ile içerideki insanların ruhunun karanlığı arasındaki sınır çizgisi bile belirsizleşti.
Artık gitmeliydi, tekrar derin bir nefes alıp, tiz bir ses çıkardı hoşcakalın gibilerinden, eliyle kapı koluna dokunup çevirdi, artık yağmuru ve gökgürültüsü olmayan sokak başındaydı, toprak kokusunu derin derin ciğerlerine boşalttı....






Not: #blogfırtınası için yazıyorum
4.gün  Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın.

3 Aralık 2013 Salı

Şimdi Şu anda...

 

 


Sri Lanka'yı görmek isterdim eskiden, merak işte, bir belgesel izleyip hayran kalmıştım genç yaşlarımdayken...
Tepeler, dağ geçitleri, tropikal ağaçlar, filler, tapınaklar vahşi yaşam, ilgimi çekmişti.

Şimdi şu anda bağ evleri bol olan İtalyan köyünün birinde yada  Fransa'nın Provence bölgesinde  olmak isterdim mesela, bir bisikletin tepesinde, arkasında selesi de olsun ki bizim ufaklığı arkama alabileyim :) araba, tren, uçak hiçbiri olmasın etrafımızda. Bisikletin ön kısmında sepeti de olsun, içinde rengarenk çiçekler, kıyı şeridinden basalım pedala ayağımızı, tepenin ardındaki köye ilerleyelim, arada leziz italyan yemekler hazırlayan bir mekanda bizim sünger kafa en sevdiği pizzasını yesin, ardından yola devam.
Haaa bu arada mevsim yaz ona göre :))
Akşama doğru kaldığımız taş eve varıp, güneşin batışını verandada izleyerek günü bitirmeye hazırlanalım...





Not: Fotoğraflar bize ait değildir.

2 Aralık 2013 Pazartesi

Mini mini birler


Bana derler ballı incir
Yapraklarım geniş geniş
Pekçok sevdim çocukları
Beni yiyen hiç doymazmış

Bu dörtlüyü okuduk bu akşam, Yerli Malı Haftası'na kadarda ezberlemesi gerekiyor bizim ufaklığın. İlk 3 satır okunurken uyum içerisinde ama son 4'lük bozmuş ahengi biliyorum, kitaptan alındığı için değiştiremiyoruzda.. Şiiri okurken kendisi aynı zamanda incir şekline bürünecek, bu hafta sonu evde karton, makas ve süsleme malzemeleriyle bol bol işimiz olacak.
Evttt ilkokul maceramız başlayalı topu topu 3 ay olmuş ama gelin birde siz bu 3 ayı bana sorun. İş hayatımdan sonra hayatımın en haraketli günleri ilkokulda geçiyor diyebilirim. Etrafta ki arkadaşlarım onlara vakit ayıramamamın nedenini ne kadar abartılı bulsada aynı günlere haftalara birgün gelecek görecek olmaları tek tesellim :) Ne kadar yoğunsun, bugün de kesin işin vardır bla bla bla ....
Okula çocukmu başladı biz mi başladık ilk başlarda anlayamasamda ilk 3 aydan sonra herşey yoluna yavaş yavaş girdi çok şükür. Etrafımdaki kişi profili epey değişti tabii haliyle kızımın arkadaşları, arkadaşlarının arkadaşları, veliler, velilerin evdeki yardımcıları, bazılarının eşleri, bazılarının aile büyükleri; sonra 2 yıllık okul öncesi eğlenceli mükemmel hayattan sonra yeni bir okul ve öğretmen. Hepsine adapte olmak haliyle vaktimi aldı :)
Ödev konusu çin işgencesi diyenler haklıymış, ilk başlarda nasıl geçer bu yıl diye düşünürken, çocuğunuzu belli bir sistematiğe yada düzene ayak uydurmasını sağlarsanız o düzen hep o şekilde devam ediyor. Yani okuldan eve geliniyor 30 dakika istediğini yapıyor, bu sırada hiçbir şekilde müdahale etmiyorum, ardından ders yapmak için masa başına geçiliyor, ödev kendi başına yapılıyor, zorlandığı zaman anne yardıma koşuyor şeklinde bir rütuna bağlanıyor. Ben çocuğun tepesinde dikilmiyorum, ama ortamdan da uzaklaşmıyorum.
Şu Ela top al, Talat Ela ile el ele. 'ler nihayet kısa sürede bitti de yukarıda ki Ballı İncir'i kendisi okumaya başladı, yoksa karşılaştığım ilk Talat ve Ela'nın başına ne gelirdi bilemiyorum :))
Şimdi merak ve heyecanala yeni kitaplar alıyoruz, cadde de yürürken tüm tabelaları çok bilmiş bir ifadeyle okuyup, annee bakkk burası orasıymış edalarıyla şaşırıyoruz, sanki ilk defa geçiyoruz 5 yıldır oturduğumuz Bağdat Caddesin'den.
 
Siz siz olun rahat olun, olun ki annesinin endişelerini yersiz çıkarıp kolay alışsın kuzucuklarınız yeni düzenine...
Hepimiz birgün mini mini birler oluyoruz neticede.

1 Aralık 2013 Pazar

Bir Varmışş Bir Yokmuşş




Bazen durup bakıyorumda uzaklara yaş alıp gitmiş, saçlarda aklar, az konuşmalar, çok düşünmeler, çok koşturmalar çok kaygılar, az gamsızlıklara bulanmışız.

Bana tadı olmayan bir yıl gibi gelsede geçmiş içinde kimbilir ne hayırları barıdırıyor hiç haberimiz yok.

ne çok planım vardı bu seneye dair, ne gezmeler, ne kahkalar, ne coşkular, beni bekleyen yeni heyecanlar, şimdi düşünüyorumda gidenleri geri getirmek için hepsini bozdurup harcardım belkide o heyecanları...

Önünden her geçtiğimde bana el sallayan, arkamdan camdan uzun uzun bakan, küçük serçe parmağına bakıp hikayeler uyduran sen olmayacaksın artık hayatımda..
Bir bardak kara koyamıyacağız bayram sofralarında bardağına; dur beni böyle çekme, çekidüzen vereyim kendime demiyeceksin, beni oyalamak için evcilik oynayamıyacağız artık hiç, şurada durda çocuğa dondurma alalım demiyeceksin dedeme..
 
Ya dedeme ne demeli?

Neden o kalmadı bizimle....


28 Kasım 2013 Perşembe

Etsiz Çiğ Köfte



Malzemeler
  • 1 sb çiğ köfelik bulgur
  • 1 çorba kaşığı biber salçası ve domates salçası
  • 2 dilim tam buğday ekmeği
  • 2 adet domates
  • 2 adet kuru soğan
  • 5 adet yeşil soğan
  • 1 sb ceviz
  • 1 çorba kaşığı acı pul biber
  • 1 bağ maydanoz
  • 2-3 dal taze nane
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • tuz

Haydi yapalım
  • Bu tarifi robotla yapmak için domates ve soğanı irice doğrayın. Robot kabına bulgur, kuru soğan, domates, kimyon, salçaları önceden 3-4 kaşık su ile ıslattığınız pul biberi, doğranmış cevizi ve hafifçe ıslattığınız ekmeği koyun, robotu çalıştırın. Birkaç kez robotu açıp karıştırın. bu işlemi bulgur yumuşayıncaya kadar tekrarlayın. Bulgur sert ve kuru ise yarım bardak suyu azar azar ekleyin. Yumuşayan bulguru geniş bir kaba alın, doğranmış yeşil soğan, maydanoz, nane ve cevizi ekleyin, elinizle karıştırın. Servis için ceviz büyüklüğünde parçalar alın, parmaklarınızın arasında şekil verin.
Bu tarifi Nursen Doğan'ın 'Bulgurun Halleri' yemek kitabından aldım, biliyorsunuz bu kitabı İnternet Anneleri hediye etmişti ve kitapla ilgili ilk denememi yapmış oldum. Kitapta başlangıç yemeklerden tatlılara kadar bulgurla hazırlanan tarifler mevcut. Siz hiç Bulgur Helvası yaptınızmı yada duydunuz mu? İşte kitap içerisinde birçok değişik tarif var.
Ben çiğ köfteyi ekşi sevdiğim için içerisine 1 limon suyu ekledim yoğururken, cevizi yarım su bardağı ölçü olarak kullandım.
     

21 Kasım 2013 Perşembe

Ekmek içi Yumurta


Malzemeler
  • Yumurta
  • domates
  • maydanoz
  • çiçek ekmek yada sandvich ekmeği

Haydi yapalım;
  • Ekmeklerimizin üst kısmını keselim aynı kapak gibi ve ekmek içini oyup çıkaralım. Bir yumurtayı ekmeğimizin içerisine kıralım, dilimlediğimiz domates ve maydanozu ekmeğin kenarlarına doğru ittirelim. Tuzlayıp fırın tepsisine dizelim. 180 derece fırında yumurtalar kaysı kıvamına gelene kadar pişirelim. Sıcak sıcak servis edelim, afiyetle..
Ekmek içindeki yumurtanın yanındaki malzemeler tamamen size kalmış, sucuk, salam sosis, ıspanak, dereotu, soğan ve baharatlar :) Kahvaltılar için şık bir sunum ve masanıza renk katıyor. Ben ekmeğin içerisine yumurtayı kırarken yumurta akısının yarısını attım, ekmek içerisine ilave etmedim taşacağı için. Ekmeğiniz büyükse ve içi derinse tüm yumurtayı kırabilirsiniz siz. Ayrıca fırında kalma süresi kısa değil maalesef en aşağı 15 dakikayı geçebilir pişme süresi, sık sık kontrol edin sarısını. Şimdiden güzel sabahlar lezzetli kahvaltılar dilerim :)

19 Kasım 2013 Salı

Bulgurun Halleri

 
 
Geçen hafta İnternet Anneleri nin organize ettiği bir çekiliş sonunda Bulgurun Halleri isimli kitabı kazanan ben oldum. Nursen Doğan’a ait kitap, Bulgurun Halleri, Refika’nın Mutfağı’nda Pişen Kitaplar serisinin ilki.
Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle henüz katap içerisindeki tarifleri yapmak için mutfağa geçemesemde, en uygun zamanda mutfağımızın en büyük şifalı nimetlerinden olan Bulgur ile hazırlanan bu tarifleri deneyeceğim :) İnternet Annelerine yeniden teşekkürler.
 

7 Ekim 2013 Pazartesi

Kaşarlı Sucuklu Pide

 
Malzemeler

Hamur için;
  • 4,5 su bardağı un
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 1,5 su bardağı su (ılıktan biraz daha sıcak)
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 40gr yaş maya (4'lü paketin 1 adeti)
Harç için;
  • sucuk
  • 300gr rendelenmiş kaşar
Üzeri için;
  • 1 adet yumurta sarısı
Haydi yapalım;
Yaş maya ılıktan biraz sıcak suyun içerisine şekerle beraber konulur, eriyip kabardıktan sonra, ortası havuz gibi açılan unun ortasına yavaş yavaş dökülür, bir yandanda karıştırılır. Tuz eklenip yumuşak kıvamlı bir hamur elde edene kadar yoğurulur. Mayalanma işlemi için üzeri örtülüp 45 dakika ılık bir ortamda bekletilir. Mayalanan hamurdan limon büyüklüğünde parçalar alınıp merdane yardımıyla arzu edilen hamur kalınlığında açılıp içerisine sucuk ve rende kaşar serpilir yanlardan kıvrılıp şekil verilir. Yumurta sarısı sürülüp 200 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

Hamurunuz ölçülere göre yumuşak kıvamlı olacak, ama herkesin bardak ölçüsü tutmayacağından eklemeler yapabilirsiniz, elinize yapışan hamur olmayacak buna dikkat edin. Fırından çıkar çıkmaz pidelerin kenarlarına tereyağ sürdüm o artık sizin arzunuza kalmış. Yanınada mis gibi sıcak çay hımmmm :)

2 Ekim 2013 Çarşamba

DEHB Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

 

İki gün önce İzkoçluk, JST Coaching llc, Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu ve İnternet Anneleri tarafından düzenlenen DEHB seminerine katıldım. Hiperaktivitenin günlük yaşamda ne kadar çok kullanıldığını ve ne çok duymaya alışkın olduğumuzu ama bir o kadar da ne kadar yanlış tanıdığımızı fark ettim. Seminere katılım oldukça fazlaydı, internet annelerinin katkılarıyla online olarak da geniş kitlelere yayıldı. Amerikalı DEHB Koçu Jodi Sleeper Triplett ve Elgiz Henden konuşarak bizde farkındalık yarattı.

Ben de sizler için bazı notlar aldım.

 
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu milyonlarca çocuk ve erişkini etkilemektedir. Tıbbi, psikolojik ve eğitime bağlı olan tüm kuruluşların ana görüşünün sonucu olarak Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) beyin temelli, gerçek tıbbi bir bozukluktur.

Çocukların erişkinlik dönemine kadar DEHB'i atlattığı yönündeki yaygın inanış yanlıştır. Burada en önemli nokta, çocukluk çağında doğru tanı ve etkili tedavidir; bu, benlik saygısını arttırmaya, akademik ve sosyal becerileri geliştirmeye, davranış sorunlarını düzeltmeye ve DEHB'in erişkinlik dönemindeki uzun süreli etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir.

DEHB yaş, cinsiyet, zeka seviyesi, din,ırk, ekonomik durum, zayıf ebeveynliğin, aile sorunlarının, yetersiz öğretmenin, yetersiz okulun, televizyon izlemenin, fazla şekerin, yiyecek alerjilerinin, az yemenin sebebiyet verdiği bir durum değildir.

DEHB’li gelişim düzeyine uygun olmayan bir hareket yapabilir. DEHB olan çocuk yaşıtları kadar dikkat süresi ve yoğunluğuna sahip değildir.Bu nedenle dikkatini belirli bir noktaya rahatlıkla toparlayamaz, kolayca dağılırlar. Dikkatini yoğunlaştıramaması, süresinin kısa olması unutkanlıklara, sık sık eşya kaybetmelere, dağınıklığa ve dikkatsizce hatalar yapmalarına neden olur.

Nedeni kesin olarak bilinmiyor, tek bir nedeni yok.

Zor doğum,

Düşük doğum ağırlığı

Hamilelikte sigara ve alkol kullanımı.

Beyin hastalıkları

 

DEHB’li kişiye yaklaşımınızda;

Konuşma dilinizi değiştirin, beden dilinizle onlarla iletişime geçmeyin.

 

  • Yargılayıcı (diye hitap etmek yerine)/ Öğrenici ve destekleyici
  • Hiperaktif (yerine)/Enerjik
  • İnatçı (yerine) / Tuttuğunu koparan
  • Cüretkar / Risk alan
  • Münakaşacı / İkna eden
  • Kötü el yazısı /Bir gün doktor olabilir

 

İzin veriyorum yerine/ senin için iyidir, senin için sorun değil.

-meli, -malı yerine /olabilir.

zorundasın yerine /tercih edersin.

bu bir ayrıcalık yerine / bu senin için özel

bu senin sorumluluğun yerine/ bu senin için fırsat değerlendirebilirsin.

uyarıyorum yerine /hatırlatmak istiyorum

söylemiştim yerine /istemiştim

bekliyorum yerine /tercih ederim (yemek masasını toplamanı tercih ediyorum, bekliyorum yerine J)

 

Genlerinize güvenin, kimsenin ona inanmadığını düşündüğü herkesin ondan başarı beklediği noktada, kendine ve sahip olduklarına inanmaya çalışarak büyük bir cesaretle geleceğe doğru her şeye rağmen yürümek ister.

O’na odasının toplanmasını söyleyeceğiniz zaman, tüm yapması gerekenleri okuma yazması varsa liste ile hazırlayın şayet yoksa  resim ve görsellerle anlatın ve şunu hatırlatın;

İhtiyaç duyduğunda ben buradayım, benden yardım isteyebilirsin. Sen bunu şuanda yapamıyorsun ama öğrendiğinde yapabileceksin.

Gerçekleştiremediklerinde duyguları korku ve kaygı olur onları rahatlatmak ve öğrenmelerini kolaylaştırmak gerekir. Zihin açıklığını düzenlemelisiniz, bunlar eksersiz ve meditasyon olabilir. Büyükler nasıl kahve içiyorken rahatlar gevşer aynen onun gibi düşünün…

 

DEHB olmak nasıl bir şey!

Yağmurlu havada silecekler olmaksızın son sürat ilerlemek gibi….

 

Beden Dili

Sözel olmayan uyaranları anlayamam, bana kaşınızı gözünüzü kaldırırken ne demek istediğinizi de söyleyin!

 

Jodi Sleeper Triplett, DEHB önce mutlaka bir psikiyatrist ile tespit edilmeli, testle ölçülmeli sonra ilaç kullanması gerekiyorsa ebeveynler ikna edilmeli, çocuğun geleceğe iyi hazırlanması için ilacı kullanması gerektiğini söylüyor.

Ve mutlaka çocuğun kendi durumuyla ilgili bilgilendirilmesi gerekiyor.

 

Dr. Russel Barkley'in DEHB'li çocukları olan anne ve babalara tavsiyeleri ise şunlar;

 

  • Kurallar koyduğunuz zaman bunların çok spesifik olmasına dikkat edin ve yazıp asın.
  • Ödülleriniz çocuklarınız için anlamlı ve güçlü ödüller olsun.
  • Sık sık geri bildirim yapın, çocuğunuza onun ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin.
  • Çocuğunuza beklentileri ve planları konusunda yardım edin.
  • Çocuğunuzun iyi günleri olabileceği gibi kötü günleri de olabileceğini göz önünde bulundurun.
  • Olumsuzluklar,yapamadığı şeyler, cezalara odaklanmak yerine olumlulara odaklanın.
  • Bir karakter sorunu ile değil, biyolojik sorunla mücadele etmekte olduğunuzu her zaman hatırlayın.
  • Çok konuşup nasihat vermeyin, davranışlarınız daha öğretici olacaktır.
  • Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun.
  • Kendinize ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun. Bu işte birliktesiniz ve elinizden geleni yapıyorsunuz.

 








 

Jodi ile mailleşebilirsiniz;

Jodi Sleeper Triplett MCC, SCAC, BCC

JST Coaching llc

Premiere ADHD Coach Training Company

www.jstcoach.com


 

Elgiz Henden DEHB Koçu; izkoçluk

elgizhenden@izkocluk.com

15 Ağustos 2013 Perşembe

Çilekli Kup


Malzemeler:
  • 125 g tereyağı
  • 1 lt süt
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 servis kaşığı nişasta
  • 2 servis kaşığı un
  • 1 poşet kremşanti
  • 1 paket vanilya
  • 1,5 paket burçak bisküvi
  • Çilek
Haydi Yapalım:
  • Tıpkı Kadayıflı Muhallebide olduğu gibi; un nişasta tereyağı  ile pembeleşene kadar kavrulur. Başka bir kapta süt ve şeker karıştırılır. Pembeleşen karışımın üzerine süt dökülür ,bu karışım muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırılarak pişirilir. Muhallebi soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra kremşanti ve vanilya ilave edilerek mikser ile çırpılır.
  • Bisküvi parçalanır, kupların içine yerleştirilir. Çilekler dilimlenerek kuplar süslenir. Muhallebi kuplara boşaltılır. Soğuması için buzdolabında bekletilir. Afiyetle...

11 Temmuz 2013 Perşembe

İftarda Bu Akşam

 
    Uzun soluklu tutulan orucun ardından yenilecek her yemeğin başlangıcı çorba (bizim en sık yaptığımız ise tarhana çorba) peşinden ne gelirse yenilir aslında. Bu akşam bizim sofrada; Tarhana Çorba, Çökertme Kebabı, Közlenmiş Patlıcan Salata, Badempare var.
 
 
Tarhana Çorba,

Çökertme Kebabı,
 
Afiyetleee....

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Tarhana Çorbası

Malzemeler:
  • 4 yemek kaşığı tarhana
  • 1 su bardağı et suyu
  • 4 su bardağı su
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı salça
  • tuz
Haydi Yapalım:

  • Sıvı yağ ile tarhana rengi hafif değişinceye kadar kavrulur (Kavurma işleminde tarhana koyu renge dönmemeli) . Ardından salça eklenir, bir iki çevrilir. Su, et suyu ve tuz ilave edilerek sürekli karıştırılarak, koyu bir kıvam elde edilinceye kadar pişirilir.
Bu çorba, genellikle suya salınıp yapılan tarhanaya göre daha lezzetli ve aromatik oluyor. Denemenizi tavsiye ederim.

9 Temmuz 2013 Salı

Gelsin Ramazan Sofraları

     Mübarek "Ramazan Ayı "geldi, hoş geldi sefalar getirdi. İçinde bulunduğumuz bu ayı bolluk, sağlık, huzur ve mutlulukla geçirmemiz dileği ile şen sofralarda buluşmak üzere. Afiyetle :)

Biz bugün iftara, Göceli Yoğurt Çorbası, Tavada Ciğer, Patates Kızartması, Şehriye Pilavı hazırladık.



Şehriye Pilavı

Malzemeler:
  • 1 su bardağı arpa şehriye
  • 1,5 su bardağı et suyu
  • 1/2 su bardağı su
  • 1,5 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ
  • tuz

Haydi Yapalım:
  • Arpa şehriye sıvı yağ ve tereyağı ile rengi dönene kadar kavrulur. Ardından su ve et suyu , tuz ilave edilir. Suyu çekilinceye kadar pişirilir, pilav gibi demlendirilir. Afiyetle...

8 Temmuz 2013 Pazartesi

19 Mayıs 2013 Pazar

Cevizli Fındıklı Çikolatalı Kurabiye

Malzemeler:

  • 100 g tereyağı
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
  • 1 kase dolusu ceviz- fındık karışımı
  • 80 g bitter çikolata

Haydi Yapalım:

Yumurta ve şeker çırpılır. Oda sıcaklığındaki tereyağı ilave edilir. Daha sonra sırasıyla un, kabartma tozu, vanilya ilave edilir. Hamur kulak memesi kıvamına geldiğinde iri kırılmış ceviz, fındık ve çikolata hamura ilave edilir. Hamura şekil verilir ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir, 160 derecelik fırında pişirilir.

12 Mayıs 2013 Pazar

Kremalı Kuşkonmaz Çorbası


Malzemeler:
  • 250 g taze kuşkonmaz
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1,5 yemek kaşığı tereyağı
  • 2 su bardağı et suyu
  • 4 su bardağı su
  • 100 ml krema
  • tuz
  • karabiber
Haydi Yapalım:

  • Kuşkonmazlar yıkanır, iri iri doğranır. 2 su bardağı et suyu ile haşlanır. Başka bir tencerede tereyağı ile un kavrulur. Kavrulan unun üzerine haşlanan kuşkonmazlar suyuyla birlikte dökülür, karıştırılır.  4 su bardağı su , tuz ve karabiber ilave edilir. Kaynadıktan sonra çorba blendırdan geçirilir. Daha sonra krema eklenir ve bir taşım kaynatılır. Afiyet olsun..

5 Nisan 2013 Cuma

Yumurtalı Yabani Kuşkonmaz


Mevsimi gelmiş, taze taze topladık adadan..Yabani kuşkonmaz, tilkişen ya da ayrelli...


Malzemeler:
  • 20-25 adet yabani kuşkonmaz
  • 2 yumurta
  • zeytinyağ
  • karabiber
  • tuz
Haydi Yapalım:
  •  Kuşkonmaz dalların ucundan başlanarak elle kırılır. (Dalların kırılmadan kıvrıldığı yere kadar bu işlem sürdürülür çünkü kırılmayan yerler sert oluyor.) Zeytinyağ ile 5-10 dakika sotelenir. Tuz, karabiber ekilir. Üzerine yumurta kırılıp karıştırılır. Afiyetle..

  •  

31 Mart 2013 Pazar

Kremalı Mantarlı Makarna

Malzemeler
  • 1/2 kutu krema
  • 1/2 paket makarna
  • 250gr mantar
  • 1 adet jülyen doğranmış kuru soğan
  • tuz, karabiber

Haydi Yapalım
  • Derin büyük bir tencereye su doldurularak kaynatılır, kaynama işlemi tamamlanınca 1 yemek kaşığı tuz ilave edilir makarna içine atılıp karıştırılır, yemek istediğiniz kıvama gelince süzülür. Temizlenen mantarlar kıyılır. Soğan 1 yemek kaşığı sıvıyağda hafif çevirilir, üzerine doğranmış mantarlar ilave edilip harlı ateşte mantarlar suyunu çekinceye kadar pişirilir. Tuz ve baharat ve krema içerisine eklenir, krema göz göz olunca ocaktan alınıp sos makarnanın üzerine dökülür. Makarna hazırlanan sos ile servis edilir

Makarnanızı bol suda haşlayın, Al Dente kıvamına uygun yemek istiyorsanız 7 dakika, biraz daha yumuşak kıvamlı seviyorsanız 12 dakika pişirme süresi yeterli olacaktır. Biz 12 dakika yumuşak kıvamlı seviyoruz. Ben makarnayı haşlamadan önce kremalı mantarlı sosu hazırlıyorum, ardından makarnayı haşlıyorum. Makarna severler iş başına :)


17 Mart 2013 Pazar

Beyaz Hindiba Salatası

Malzemeler:
  • 2 adet  beyaz hindiba
  • 2 adet havauç
  • 6-7 dal dereotu
  • 6-7 dal maydanoz
  • 6 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı mayonez
  • 2 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • kırmızı pul biber
  • 1 yemek kaşığı zeytintağ
  • tuz
Haydi Yapalım:
  • Havuç soyulur, rendelenir, 1 yemek kaşığı zeytin yağ ve 1 tatlı kaşığı toz şekerle sotelenir. Hindiba, dereotu, maydanoz ince ince kıyılır. Mayonez, yoğurt, sarımsak, pul biber, tuz karıştırılır. Yoğurtlu karışım ile kıyılan malzemeler ve sotelenen havuç buluşturulur. Afiyetle...
 
Not: Beyaz hindiba ile tanışalı uzun zaman olmadı. Nomad Tarım'ın düzenlediği bir etkinlik sayesinde Hindiba ile hazırlanmış çeşitli lezettleri deneme imkanı bulduk. Hindiba çorbası, Kuzu etli Hindiba Türlüsü, Hindiba Terin bunlardan birkaçı idi. Evdeki hindiba ile de böyle bir salata denedim. Hindiba, görünüş itibari ile marula benzeyen ancak yetiştiriliş tarzı ve tadı bakımından farklı bir bitki. Kendine has buruk bir tadı var (Buruk tat yaprak diplerine doğru artıyor aslında). Kök bitkiden yetiştiği için oldukça faydalı ve potasyum zengini. Keşfetmeli...

10 Mart 2013 Pazar

Fırında Bütün Patates

Malzemeler
  • 4 adet patates
  • 2 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1/2 yemek kaşığı z.yağı
  • tuz, karabiber

Haydi yapalım
  • Sarımsaklar rendelenip tereyağı, zeytinyağı, tuz ve karabiberle harmanlanır. Patatesler kesme tahtasına alınıp yarım cm (5mm) başından sonuna kadar dilimlenir fakat tam kesmeden, alt kısım bütün kalacak şekilde kesilecek. Tepsiye patatesler dizilir, patates dilimlerinin aralarına hazırlanan karışımdan sürülüp 40 dakika pişirilir.

Birçok yemeğin yanına şık garnütür olarak hazırlanabilecek pratik bir tarif. Patateslerin dışı gevrek içi yumuşak oluyor. Arzu ederseniz üzerine kaşarda rendeleyebilirsiniz, biberiye ve kekik kullanarak çeşnilendirebilirsiniz.

3 Mart 2013 Pazar

Ispanaklı Mantarlı Börek

Malzemeler
  • 3 adet yufka( üçgen şeklinde 8 parçaya kesilmiş)
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı sıvı yağ
  • 2 adet yumurta ( 1 tanesinin sarısı üzeri için ayrılacak)
İç malzemesi
  • 1/2 kg ıspanak
  • 200 g mantar
  • 1 adet soğan
  • karabiber
  • tuz
  • kırmızı pul biber 
  • zeytin yağ
üzeri için
  • çörekotu
Haydi Yapalım:
  • Ispanak yıkanır, ince ince kıyılır. Mantar temzilendikten sonra fazla iri olmayacak şekilde doğranır. Soğan yemeklik doğranır. Soğan ve mantar zeytin yağı ile sotelenir. Daha sonra baharatlar ve ıspanak ilave edilir. Ispanak iki döndürülür ve ateşten alınır.
  • Yoğurt, yumurta, sıvı yağ karıştırılır. Bu karışım her bir üçgen yufkaya sürülür. Yufkanın geniş kısmına iç malzeme konulur ve yufka sarılır. Sarılan yufkaların üzerine yumurta sarısı sürülür ve çörekotu serpilir.
  • Fırında kızarana kadar pişirilir. Afiyetle..
  •  

21 Ocak 2013 Pazartesi

Dereotlu Poğaça




Malzemeler
  • 2 adet yumurta (birisinin sarısı üzerine sürülecek)
  • 1 adet yaş maya veya 1 paket instant maya
  • 1 adet kabartma tozu
  • 1 çay bardağı sulu yoğurt
  • 3/4 çay bardağı sıvıyağ
  • 100 gr eritilmiş tereyağ
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 1/2 demet doğranmış dereotu
  • 4 su bardağı un
iç harç için arzu ettiğiniz peynir

Haydi yapalım
  • Yumurta, sıvıyağ, ılınmış tereyağ ve yoğurt karıştırılır; üzerine tuz, un, kabartma tozu, un, maya ve dereotu ilave edilip hamur özleşinceye kadar yoğurulur. 30 dakika dinlenmesi için ılık ortamda üzeri örtülerek bekletilir. Dinlenme işlemi ardından hamur bezelere ayrılır. Bezeler cevizden büyük yumurtadan küçük şekilde olacaktır, içleri peynirle doldurulup yuvarlanır. Tepsiye yerleştirilip üzerine yumurta sarısı sürülür 180 derece önceden ısıtılmış fırında üstü ve altı kızarıncaya kadar pişirilir. Afiyetlee.
Şimdi bu tarif her zaman hazırladığınız poğaçalardan biraz farklı çook güzel :) Mutlaka deneyin, geçen yıl Devletşah'ın kuzusu Sufiözcan'ın doğumgününde hazırlamıştım. Poğaçanın dışı kıtır içi yumuşacık, ben bugün evde yaş maya olmadığı için instant maya kullandım, yaş maya ilede güzel oluyor instant maya ilede. Hamurun kıvamı ele yapışmayan kulak memesi kıvamında olacak. Ben içerisine tulum peyniri, tatlı lor ve ezine keçi peynirini karıştırıp koydum. Yorumlarınızı denedikten sonra bekliyorum :) 

12 Ocak 2013 Cumartesi

Çökertme Kebabı



Malzemeler:
  • 500 g jülyen doğranmış et
  • 400 g mantar
  • 2 adet soğan
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salsası
  • tuz- karabiber
  • çok az kimyon
  • 1,5 yemek kaşığı kekik
  • 4 adet patates
  • sarımsaklı yoğurt
  • süslemek için maydanoz, pul biber
Haydi Yapalım:
  • Patatesler kibrit çöpü kalınlığında doğranır, kızgın yağda kızartılır. 
  • Soğanlar yemeklik şeklinde doğranır, az yağda soğan ve et sotelenir. Mantarlar   4' e bölünür, soğan ve ete ilave edilir. Mantarlar suyunu çekip etler yumuşayana kadar pişirilir. Daha sonra salçalar, tuz, kekik hariç baharatlar ilave edilir. 15-20 dakika bu şekilde pişirilir. Altı kapatıldıktan sonra kekik ilave edilir. Servis yapılırken kızarmış patatesler alta, et üste yerleştirlir. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür ve istenilen süsülemeler yapılır. Afiyetle..